İŞTE MANİFESTOSU (*)
" Bu dinin bir ilerlemesi bir de gerilemesi vardır.Bu dinin ilerlemesi;bütün bir milletin onu öğrenmesidir.Bu dinin geri kalması ise,bir millette (toplumda) sadece bir-iki kişinin onu bilmesidir."
- Hz. Peygamber(S.A.V.) -
Sünnet çizgisinde cemaatleşilmeden İslamca varoluşun mümkün olmayacağı bilinmesine rağmen,müslümanların sayısız parçaya ayrıldığını şahıs ya da ekoller halinde,İslam adı altında çok farklı şeyler söylemekte olduklarını görmekteyiz.Hatta en küçük grupların kendi içlerinde dahi bir bütün teşkil edemeyip,anlaşmazlığa düştüklerini de...
Kavram kargaşası,düşman asıllı ideoloji mensuplarından ziyade,aynı kıbleye yönelmiş saflarda -hem de tüm azgınlığıyla- cereyan etmektedir.İmam Şafii; "Benzerler arasındaki sürtüşme zıtlar arasındakinden daha şiddetlidir!" özüyle önemli bir tesbitte bulunmuştu.Göğüslerdeki pusulaların ibreleri,vücutları yalanlarcasına başka başka kabeleri işaret etmektedir dersek mübalağa etmiş sayılır mıyız?
Cemaat senfoni demekse,halimizi tarife en uygun kelime "kakafoni" dir! Mabetler ayrı dillerin konuşulduğu Babil Kulelerine dönmüştür!
İslamın hakiki çehresi bütün boyutlarıyla,halkın büyük çoğunluğu tarafından tanınmadığı gibi,bir çok çevrelerce de ısrarla tanınmak istenmemektedir.Netice malum...Şimdi karşısına geçen herkesin akseden yüzünü O'sandığı bir aynadır İslam.Bizler de;nefislerimizin demir yataklarında,kesip uzatarak O'na keyfimizce biçim vermeye çalışan küstah ve zorba birer Prokrustes!..Din görevlileri de dahil olmak üzere,ömründe bir kez olsun Kur'an Meali okumaksızın ölüp giden milyonlarca insanın yaşadığı bir ülkede başka sonuç beklenmezdi!
"Ümmetimden iki sınıf düzelirse bütün insanlar düzelmiş olur.Bozuldukları vakit,bütün insanlar bozulur.Bunlar amirler(yöneticiler) ve alimlerdir." Hadis'inden gelip geçen yönetimler kadar,özellikle dini hüviyetli güdücü şahsiyetlerin de,toplumların günahından pay sahibi olduklarını anlamaktayız.Ne var ki,iş bu kadarla bitmemektedir.Halkın yanlış istikametlere sevkedilebilmesi için en azından doğru yoldan habersiz olmaları lazımdır.Çünkü sapma olayı,ancak;saptıranlar ve saptırılabileceklerle gerçekleşebilir.
Halbuki İslam,bağlıları arasında inanç ve anlayış birliği meydana getirebilmek gayesi ile,dinin temeline ilişkin bilgileri edinmeyi kadın-erkek her müslümana "farz-ı ayn" kılarak, düşünce ve inanç anarşisine karşı tedbir almıştır.Bu kök bilgilerle mü'minlerin ve İslam cemaatinin ilke,kavram ve yaşama düzenini belirlemiştir.Şu halde,müslümanların,her hususta birbirinden kopuk fertler ve kümeler haline gelişlerini,her şeyden önce farz-ı ayn ilme uzak kalmalarına bağlamalıyız.
Sızlanmanın bir deva türü olmadığı muhakkak."Her hastalığın tedavisi onu meydana getiren sebeplerin yok edilmesiyle" sağlanabileceğine göre, "ne yapmalı?" sorusuna verilelecek cevabı:bütün müslümanların,ilkin kendi gerçeklerini ve kavramlarını yeni baştan öğrenmesidir,şeklinde özetlemek mümkündür herhalde!(Aklın-bilimin başı terimlerin tanımlanmasıdır.) İçinin kirlerinden arınmakla herşeye yeniden başlamaktır müslümanı bekleyen.Yeni insan yeni bir şuur kazanışla doğar.Yeni toplumsa yeni insanlarla...
Cemaat;bir araya gelmiş topluluklara değil,müşterek inanç,duyuş ve düşünce ile aynı amaca beraberce yüremenin nizamına denir.Bunu da ancak,müşterek kitapların kazandıracağı ortak ölçüler,şuur ve bakış açısı temin edebilir.Şimdiye değin hiçbir Nasrettin Hoca,karanlıkta kaybettiğini başka yerde bulamadı.Öyle ise; Allah ve Resulünün(s.a.v.) emrettiği usül ve manada bir İslam cemaati oluşturmanın sorumluluğunu duyuyorsak...Tüm iyi niyetimize rağmen "Muhammedi" çizgiden sapmamak,saptırılmamak ve saptıranlardan olmamak endişesi taşıyorsak...Hayli geç kalınmış olsa bile işe buradan(ortak kitaplardan) başlamak mecburiyetinde değilmiyiz?
Zihin ve kalplerimiz şirk tortularından temizlenip yerine Allah ve Resulünün(s.a.v.) ilkeleri geçmedikçe çabalarımız boşa gidecektir.Çağrımız İslama olmayacağı gibi sesimize kulak verenler de O'na gelmiş olmayacaklardır.
Madem ki,dün "oku" hitabı ile başladı herşey,bugün de "oku" ile başlayacaktır.
Sürüyle izm'in handikap gibi yolumuza dizildiği gümüzde,İslam erinin öğrenmek sorumluluğu ve öğreneceği şeylerin alanı kat kat fazlalaşmıştır.Bu odunu sert çağa keskin baltalar gerek!
Okumak bilmek zorundayız.karanlıktan aydınlığa çıkabilmek,karanlıklardan aydınlığa çıkarabilmek için;okumak,olmak zorundayız.Rahlelerin beşiğinde büyüyeceğiz."Gün gelip şimşek misali çakıpta ışıtabilmek için yeryüzünü,uzun müddet bulut olarak kalmak" icab etmektedir.Yusuf'un düşlerine varmak,kuyularda gecelemeye bağlıdır! "Oku" buyruğuyla başlayıp kesilen ve uzun süre devam eden "fetret-i Vahiy" döneminin görünüşte sessiz birikimi sonunda: "Ey örtülere bürünen!Kalk ve halkı Allah'ın azabıyla uyar!" (Müdessir:1-2) şeklinde adım adım belirlenen Kur'an stratejisinden bunu anlamakta değilmiyiz?
Fakat bu noktada karşımıza çetin bir problem çıktığını görmezlikten gelemeyiz! "okumaya önce hangi kitaptan başlanılmalıdır?" Çünkü kitaplar put kırıcı birer İbrahim olduğu kadar put yapıcı birer Azer'dirde.Münkirlerin;işçi,kadın,öğrenci,çocuk...için hazırlanmış listelerle,taraftarlarına ortak ve temel dünya görüşü kazandırmaya çalıştıkları bilinir.Hz.peygamber(s.a.v.) "neden insanlar komşularına öğretmezler,öğüt vermezler,iyiliği emretmez ve kötülükten sakındırmazlar?Veya kendileri onlardan öğrenmez ve öğüt almazlar?..İnsanlar ya bunu yaparlar ya da Allah onlara bir azap verecektir!" buyururken;okur-yazar müslümanların,kitaplara dair tecrübelerinden,tercih ve tavsiyelerinden kardeşlerimizi yararlandırdığı maalesef söylenemez!Kardeşlerimiz işin daha başında güçlük ve sakıncalarla yüz yüzedir.Herkes herşeyi kendi kendine aramak mecburiyetinde kalmıştır.Kitap ormanında yolunu pusulasız,rehbersiz bulmak çaresizliğine terkedilmiştir.Kitaplarla tehlikeli körebeler oynamak durumunda!..Birkaç gram bal umuduyla,kilolarca keçiboynuzu çiğneyenler az mıdır?Çok kimse ekmek yerine çerezle oyalanmakta,ilaç yerine makyaj malzemelerine hatta zehire uzanmaktadır.Akaidinden,mezhebinden habersizken;faydalı sayılabileceklerle bile meşgul oluş felaket değil midir? (Allah Resulünün(s.a.v.) Hz. Ömer'i(r.a.) Kur'an-ı Kerim varken Tevrat okumaktan şiddetle men edişleri üzerinde önemle düşünmeliyiz!
İlkin sağlam temeldir kurulması gereken,o yapılmadıkça doğru bir bakış açısı kazanılmadıkça; "gidilecek liman bilinmedikçe,rüzgar fayda vermeyecek" aksine zararları görülecektir.Vahiy gönyelerine,Ehl-i Sünnet pergellerine bigane kalıpta müslümanca geometriden söz edebilir miyiz? Biz,"Küllere bakıp ağlaşacak yerde,yongamızı ocağa atmak" herhalde daha uygundur diye düşündük!En kısa ve sistemli yolla,İslamı ve yaşadığımız çağı ana hatlarıyla özümlememizi sağlayacak,yaygınlaştırılışı oranında da cemaatleşmeye katkıda bulunacak; "öncelikle ve mutlaka" okunmasını ve okutulmasını zaruri gördüğümüz kitaplardan müteşekkil bir iste tanzim etmeye çalıştık.Seçerken: Kitapların birbirini ikmal ve telafi edici nitelikte bir bütün oluşturmasına özen gösterip,bilgimiz elverdiğince "ehemmi(daha önemliyi) mühimme tercih" yolunda gayret sarfettik.Listedekileri okuyanların,yıllardır kıyısından köşesinden edinilmeye çalışılan şeylere kısa zamanda toplu ve düzenli şekilde sahip olcaklarını ümit etmekteyiz.Boşa kaybedecek zaman ve enerjimiz yoktur.Bu listenin alaka görüşü, iyi niyetli yol göstericilere de pek çok hususta kazanç sağlayacaktır.Adı geçen kitaplar,onları,yazı ve konuşmalarda aynı meseleleri yeniden işlemekten kurtaracaktır.
Bölük pörçük tekrarlar,bilenlere ve tekrarlayanlara usanç verdiği gibi temel kıstaslardan yoksunlara da fayda vermemektedir.Ayrıca,aynı çember içinde dolaşmaktan cevap va araştırma bekleyen konulara uzanılamamaktadır.
Başka elzem sahalar için de hazırlanacak listelerle,her müslüman evinde gönlümüze uygun birer okul ve üniversite kurulabilir,kurmak mecburiyetindeyiz de!Asr- ı Saadet bunun da örneğini vermiştir.İslami ölçülere menfi tavır alan eğitim ve öğretim kurumlarının kapılarında sızlanıp yalvarmak,anlamsız olduğu kadar,müslüman onuruyla da bağdaşmayan bir tutumdur.
Hazırlarken epeyce dostun da fikrinden istifade ettiğimiz,asgari sayıda tutmak arzumuza rağmen daha fazla budayamadığımız(onbeş kitaptan ibaret) liste hakkında şunu söyleyelim ki;tasnifimizde yer almayan bir çok kıymetli eser,değerleri hakkında herhangi bir yargının sebebi ile zikredilmiyor değildir şüphesiz.Böyle bir değerlendirmeye hak ve yetkimiz olmadığının elbette farkındayız.Kaldı ki,adını verdiklerimiz okunup araştırılması lazım gelenlere kılavuzluk da yapacaktır.Her kitap bir davetiyedir aynı zamanda.Politikacıların,
özellikle milletvekili sıralamalarında çokca tekrarladıkları gibi,her zümreden ilgi görsün muradıyla "mavi boncuklar" dizilmiş bir gerdanlık yapmak kaygusu duymadığımızı da belirtmeliyiz.Herkesi hoşnut etmenin imkansızlığı bir yana,bu tarz çabaların doğruluk ve kararlılığına inanmıyoruz zaten.
(Yazar adı vermediğimiz üç eser kardeşlerimizin şahsi seçimlerine bırakılmıştır.)
Mükemmel ve en doğruyu yalnızca Rabbimiz bilebilir.
-------- ÖNCÜ KİTAPLAR LİSTESİ -----
Kur'an-ı Kerim Meali ......................................:
Riyazü's Salihin ..............................................: İmam Nevevi
Fıkh-ı Ekber (Hanefiler için).......................... : İ.Azam (Alüyyül Kari Şerhi)
İslam İlmihali ........................................ :
Kimya-yı Saadet ................................................: İmam Gazali
Hz. Peygamberin Hayatı ..................................:
İslam'da Batıla Benzemenin Hükmü.............: Ali Rıza Demircan
Yoldaki İşaretler .................................................: Seyyid Kutub
Kur'an'a Göre Dört Terim .................................: Mevdudi
İslam Açısından Bilim ve Felsefe ....................: Fazlurahman Ensari
Vakti Kuşanmak .................................................: Atasoy Müftüoğlu
Üç Mesele ............................................................: İsmet Özel
İslam Etrafındaki Şüpheler ...............................: Muhammed Kutub
Çağdaş Kavramlar ve Düzenler........................: Ali Bulaç
Felsefi Doktrinler Sözlüğü .................................: Süleyman Hayri Bolay
(*) Mehmed Selahaddin Şimşek tarafından, "seksen öcesi" kaleme alınan ve "ÖNCÜ KİTAPLAR LİSTESİ" olarak adlandırılan bu çalışma; Merhum'un,Ümmet'i ve aslında tüm insanlığı Kitab'a ve Vahdet'e(ayrılmaz ve ayrışmaz birlik) çağırdığı, manifesto nitelikli bir şahikadır!..
MANİFESTODA YER ALAN BAZI KELİME VE KAVRAMLARIN
AÇIK ANLAMLARI :
sünnet çizgisi : Allah ve Resul'ünün koyduğu ilkeler
meal : anadiline göre,açıklamalı anlam
farz-ı ayn : olmazsa olmaz,zorunlu olarak.
mümin : inancına göre yaşayan...
fetret-i Vahiy : Allah Kelam'ının kesintiye uğradığı dönem
münkir : Allah Nizamı'nı inkar eden
Ehl-i Sünnet : Allah Resulünün hayat tarzını özümleyenler